Yargıtay Hukuk Genel Kurulu mühim bir karara imza attı. Düğün meydana getirecek vatandaşları yakından ilgilendiriyor. Hukuk Genel Kurulu, düğün yapmak amacıyla anlaşılan organizasyon firmasının vazgeçmesi durumunda, düğün sahibinin tinsel tazminat hakkı elde ettiğine karar verdi. Kurul, “Düğünden bigün ilkin organizasyon şirketinin düğünde vazife alamayacağını bildirilmesi tinsel tazminatı gerektirir” dedi.
Abone ol
Anadolu’da vergi rekortmeni olan işadamı “M.A.B. oğlu V.B. ile yeğeni E.B.’ye çifte düğün yapmak için hazırlıklara başladı. 770 kişilik bir düğün organizasyonu yapılması için bir şirket ile anlaşan vergi rekortmeni işadamı, otelle görüşüp rezervasyon yaptırarak kira bedelini ödediktan sonrasında, düğün için davetiye hazırlatıp dağıtarak çifte düğün yapılacağını da tüm hısım akraba ve iş çevresine duyuru etti. Sadece organizasyonu meydana getirecek olan şirket, otelle anlaşamadıklarını, organizasyonu yapamayacaklarını bildirip düğüne bigün kala organizasyonu gerçekleştiremeyeceklerini belirterek emek harcamayı iptal etti.
Düğün sahibi aile şirkete dava açtılar
Meydana getirilen sözleşmeye aykırı davranan organizasyon şirketi yüzünden erişmen işadamı mağdur olurken; düğünün yapılmasını bekleyen oğlu ve yeğeni ile eşleri olacak gelinler içinde büyük bir hayal kırıklığı ve tedirginlik yaşandı. Düğüne bigün kala başka bir şirket ile son anda anlaşıp düğün organizasyonunu gerçekleştiren işadamı ile oğlu ve yeğeni düğünün peşinden son anda çalışmayacaklarını bildiren organizasyon şirketine dava açtı.
Içsel tazminat talep etti
Davacı avukatı, birçok kişinin kent dışından geldiğini, müvekkillerinin oldukca üzüldüğünü, davalılar tarafınca son gün başka bir organizasyon şirketi arayışına zorunlu bırakıldıklarını, müvekkillerinin tüm ekonomik güçlerini kullanarak ve tüm tanıdıklarından rica ederek düğünü acil bir halde meydana getirecek şirket bulmaya çalıştıklarını beyan etti. Mağdurlar ek olarak kısmen de olsa düğünü son günde organize edecek bir şirket ile anlaştıklarını sadece organizasyonun aksamasının düğün hazırlıklarında büyük sorun çekilmesine niçin bulunduğunu” ileri sürerek 31 bin lira tinsel tazminat talep etti.
Mahkeme davayı reddetti
Asliye Hukuk Mahkemesi “Içsel tazminatın malvarlığı eksilmesini yada kazanç yoksunluğunu yok etme aracı olmadığını altını çizdi. Ek olarak davacıların organizasyon şirketinden düğünün gerçekleşmesinden ilkin ödenen bedeller ile ilgili zararın tahsilatını isteyebileceğini, düğün organizasyonunun gerçekleşmesinde yaşanmış olan sıkıntılardan kaynaklı tinsel tazminat davasının şartlarını taşımadığı sebebi öne sürülerek” kanıtlanamayan davanın reddine karar verdi.
İstemin reddi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir
İtiraz üstüne Yargıtay y4.Hukuk Dairesi devreye girdi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ise, “Davacıların düğüne bigün kala yeni bir şirket ile antak kalma yapmak zorunda kalmaları, düğün organizasyonu şeklinde geniş katılımlı bir davetin istenildiği şeklinde yapılamama ihtimalinin oluşturduğu zor psikoloji ve düğün davetinin önemi beraber değerlendirildiğinde davacılar yararına uygun bir miktar tinsel tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile istemin reddi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir” öne sürülen sebebi ile kararı oy çokluğu ile bozdu.
Asliye Hukuk Mahkemesi direndi
Bozma kararının peşinden Asliye Hukuk Mahkemesi, peşin ödenen paranın iade edilmiş olduğu ve vazgeçme işlemi sebebiyle; davacının yaşam, vücut bütünlüğü, sıhhat, özgürlük, isim, fotoğraf, onur, onur şeklinde değerlerinde bir ihlâle yol açmadığı, davalının düğünün yapılması esnasında otelde hazır bulunmuş olduğu, çifte düğünün aynı otelde davalının da katkısı ile yapıldığı, sözleşmeye ve borca aykırılık sebebiyle tinsel tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığı, kişilik haklarının hukuka aykırı bir halde saldırıya uğramış olduğu ve tinsel zarar doğduğunun davacılar tarafınca ispatlanamadığı sebebi öne sürülerek” direnme kararı verdi. Direnme kararı süresi içinde davacılar vekili tarafınca temyiz edildi.
Son söz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ise “Davalıların sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmedikleri ve düğün organizasyonunu yapmadıkları sabittir. Nikâh, düğün şeklinde hususi öneme haiz, insan hayatında çoğu zaman bir kez yaşanmış olan, tekrarı mümkün olmayan mühim günlerin herhangi bir mesele çıkmadan yaşanmak istenmesi doğaldır. Zirâ, bu hususi günlerde yaşanmış olan negatif durumların gelin, damat ve yakınları için yaşam boyu üzüntü deposu olacağı tartışmasızdır. Tüm bu hususlar beraber değerlendirildiğinde; davacıların aynı gün ve saatte aynı yerde yapılacak olan iki düğününe ilişkin organizasyon davalılarca düğünden bigün ilkin bildirilmek suretiyle yerine getirilmemiş, davacılar başka bir şirket ile anlaşarak düğünün aynı yerde yapılmasını sağlamışlardır. Her ne kadar düğün aynı gün ve saatte aynı yerde yapılmış ise de organizasyonda aksamalar olduğu şeklinde bu sürecin bir tüm olarak davacılarda acı ve üzüntüye niçin olduğu ve kişilik haklarını zedelediği kabul edilerek TBK’nın 58. maddesi gereğince uygun bir tinsel tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.” diyerek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin direnme kararını, davacıların lehine tinsel tazminat hükmedilmesi yönünde bozdu.
Yoruma kapalı.