Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Türkiye'ye ve güzel İstanbul'umuza hoş geldiniz. Bu anlamlı toplantıyı şanlı bir heyetle düzenlediği için Diyanet İşleri Başkanlığımızı tebrik ediyorum.
Katkılarınız için şimdiden şükranlarımı sunmak isterim. Biliyorsunuz bugün Anneler Günü. Öncelikle buradaki hanımlarımız ve kız kardeşlerimiz ile birlikte tüm annelerin Anneler Günü'nü tebrik ediyorum.
Dünyanın farklı ülkelerinden anneler bu özel günü sevdikleriyle birlikte mutlu ve huzurlu bir şekilde kutlarken, Filistinli anneler bu günü İsrail'in öldürdüğü ciğerlerinin beyaz kefenlerine sarılı olarak geçiriyor.
Buradan, kayıp çocuklarının acısıyla yürekleri yanan Filistinli, Suriyeli ve Türkmen annelere selamlarımı iletiyorum.
Başta değerli annem olmak üzere vefat eden tüm anneleri rahmetle anıyor, mekanlarının cennet olmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle Afganistan vilayetinde meydana gelen sel felaketinde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Dün Afgan halkına bir an önce iyileşmesini diliyorum.
Siz İslam coğrafyasının değerli temsilcilerinin böyle bir zamanda buluşmasının Filistinli kardeşlerimize ve tüm mazlumlara cesaret aşılayacağını bilmenizi isterim.
Buradaki varlığınız ile sadece insanlık ve kardeşlik görevinizi yerine getirmiyor, aynı zamanda onurlu konumunuzla mazlum Filistinlilerin yalnız olmadığını da tüm insanlığa haykırıyorsunuz. Alacağınız kararların Müslümanlar ve tüm dünya tarafından yakından takip edileceğine inanıyorum.
Sizlerin huzurunda Gazze'yi ve Filistin'i savunan tüm İslam alimlerine ve alimlerine şükranlarımı sunuyorum kardeşlerim. Dünya İslam Alimleri İstişare Toplantısının, başta Filistinli kardeşlerimiz olmak üzere tüm Müslümanlara ve tüm insanlığa başarılı ve faydalı olmasını diliyorum.
Değerli kardeşlerim, Gazze'de 7 Ekim'den bu yana insanlık tarihinin en vahşi katliamlarından biri yaşandı. Kuruluşundan bu yana sürekli işgal, zulüm ve eşkıyalıkla topraklarını genişleten İsrail, masum kanı dökmeye devam ediyor.
Bugüne kadar 15.000 çocuk vahşice katledildi, çoğu kadın ve sivil olmak üzere 35.000 Filistinli kardeşimiz şehit edildi. 80 bin kişi yaralandı, 2 milyona yakın insan evini, toprağını terk etmek zorunda kaldı. 7 Ekim öncesinde açık hava hapishanesi olan Gazze, örneğini sadece Hitler'de gördüğümüz bir imha kampına dönüştürüldü. Almanya, son 219 günde.
Öyle sahnelere tanık olduk ki kelimelerle anlatılamaz. Bombalar savaşta bile dokunulamayan hastanelere, ibadethanelere, okullara ve sivil yerleşim yerlerine atıldı.
İnsan hak ve özgürlüklerine ilişkin tüm ilke, kural ve yönergeler dünyanın gözü önünde ayaklar altına alınmıştır. Gazze'de olup bitenleri dünyaya duyurmaya çalışan 150 gazeteci İsrail güçleri tarafından öldürüldü. BM personeli ve yardım görevlileri mermilerin hedefi oldu.
Toplu mezarlara gömülen insanların bedenlerine de eziyet eden bir barbarlıkla karşı karşıyaydık. Kusura bakmayın ama şunu çok açık söylemem gerekiyor; Son 219 gün boyunca Gazze'de ve işgal altındaki Filistin topraklarında, insanları insanlıklarından utandırmak için işkence, cinayet ve ahlaksızlık işlendi.
Üstelik bunlar gizlice yapılmıyordu, tüm dünyaya canlı olarak yayınlanıyordu. Onlarca yıldır Gazze'de bize aşılanan değerler için bir turnusol testiydi bu. Uluslararası sistemin ve örgütlerin gerçek yüzü net bir şekilde ortaya çıktı.
Bu arada neyi görmedik? Her fırsatta insan haklarından ve özgürlüklerden bahseden ülkelerin 35 bin Gazzeliyi katledenlere açıkça destek verdiğini gördük.
İsrail'in kanı dökülen 150 gazeteci için uluslararası medyanın tek bir cümle bile söyleyemediğini gördük. BM'nin bırakın Filistinlilerin canını, kendi personelini dahi koruyamadığını gördük.
Düne kadar “protesto hakkı kutsaldır” diyenlerin, Filistin'e destek eylemlerine tahammül edemediklerini gördük.
Avrupa Birliği'nin İsrail'e ateşkes çağrısı yapamayacak kadar teslim olduğunu gördük. Sadece İsrail'i eleştirdiği için görevden alınan başkanları, kariyerleri sona eren politikacıları, sanatçıların tehdit edildiğini ve öğrencilerin söz hakkının reddedildiğini gördük.
Kendilerini özgürlerin ülkesi olarak tanıtanların, İsrail'in çıkarları söz konusu olduğunda bir anda faşizme yöneldiklerini gördük.
Yaklaşık 54 bin tona ulaşan yardım miktarıyla Gazze'ye en fazla insani yardım sağlayan ülkeyiz.
Ülkemizdeki hastanelerde aralarında kanser hastalarının da bulunduğu 400'ün üzerinde Gazzeli hasta ve yaralıyı tedavi ediyoruz.
Ayrıntılar yakında…